2 Kasım 2011 Çarşamba

...

Hep mi ben konuşacağım. Biraz da sen anlat... Hep benim derdimi sen dinledin beni. Az biraz da sen konuş ne olur sanki. Bıktım artık hep anlatmaya, biraz da sen anlat ben dinleyeyim. Sıkılmadın mı benden? Yine huzursuzum ben ama anlatasım yok. Sen anlat, şimdi de sen anlat. Susma ne olur. Senin hiç derdin yok mu? Hiç sıkıntın yok mu? Hep sana anlatırlar, kimse dinlemez olmuş seni. Oysa ki puslusun şimdi. Ne oldu? Canın mı sıkkın yoksa? Üzüldün mü yoksa birşeylere, aşık mı oldun yoksa? Anlatamadın mı derdini biz insanlara. Sustum bak, dinliyorum seni sadece bir kaç kuş sesi, köpek sesi, bir de uzaklarda arabanın motorunun sesi geliyor. Sen neden konuşmuyorsun. Söz kimseye anlatmayacağım söylediklerini.

Sisinin nemi tenimi yumuşattı, rüzgarın nazikçe okşadı saçlarımı. Yoksa incittiler mi seni bilmeden yada bilerek mi? Seni de çok üzdüler değil mi? Sen günü bitirince herkes uyumaya başladı yine. Üzülüyor musun? Sakın üzülme bak ben seninleyim yine. İki dost gibiyiz her zaman olduğu gibi...

Sen hiç konuşmadın yine ben konuştum hep. Anlıyorum seni, belkide hiç anlamıyorum söylediklerini. Sessiz haykırışlarını. Belki de en çok ben anlamıyorum seni. Ama anlatsan ne güzel olurdu...

Susma gece, bir sen susma ne olur. Unutma beni hiç. Ben unutmayacağım seni... Gece? Sende mi uyudun yoksa? Huzuruna ihtiyacım var... Konuş benimle ne olur, kollarında huzuru bulmaya geldim. Sen sussan da, ben seninleyim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder